Yetenek Yönetimi dendiğinde, İK sorumluluğunu üstlenen arkadaşlardan pek çoğunun aklından, “Bizim şirket için henüz çok erken”, “Çok büyük bütçe gerekiyor”, “Bunu yönetime anlatmam çok zor” cümlelerinin geçtiğini tahmin etmek zor değil.
Aslında günümüzde kamu şirketleri de dahil olmak üzere bir çok şirket verimlilik sözkonusu olduğunda yetenekli çalışanın önemini anlamış ve konuya yatırım yapmaya başlamış durumda. Çünkü herkesin hedefi aynı, karlı bir şirket yaratabilmek.
Bu amaçla herkes yetenekli çalışanlarını kaybetmemeye uğraşıyor yada kritik pozisyonlar için en iyi adayı bulmak istiyor. Bazen bu yetenek bulunsa da yetmiyor. Nadide bir çiçeğe eş yetenek, yetişip büyümek için uygun ortam bulamıyor ve asitli bir toprağa ekilmişcesine çürüyüp gidiyor. Tabii harcanan emeklerde. Hatta bazen iyi yönetilmeyen bir süreç şirkette iş barışını bile bozan negatif bir hale yaratabiliyor.
İşte tam bu sebeple “yetenek yönetimi” kavramına doğru şekilde işlerlik kazandırmak gerekiyor. Yetenek yönetimi şirketlerin büyüklükleri fark etmeksizin doğru uygulandığında, organizasyona ve iş sonuçlarına etkisi uzun vadeye ihtiyaç duymadan görülebiliyor. Ve her organizasyon kendi yeteneklerini keşfetmek için uygun seçenekleri bulabildiğinde, değer yaratmada pozitif farklılıkları da kolayca yakalayabiliyor.
Hazırlayan: Hakan SELAHİ
